Kayıp Günlük ve Aşk, kaybolmuş bir günlüğün bulunmasıyla başlayan ve içindeki sırların açığa çıkmasıyla şekillenen bir hikaye sunuyor. Aşkın sınır tanımadığı, geçmişin izlerinin günümüzde nasıl yankı uyandırdığını gözler önüne seren bu film, izleyicileri sarmalayan bir duygusal yoğunluğa sahip. Hikaye, genç bir kadın karakterin, eski bir günlüğü bulmasıyla başlıyor. Günlük, gizemli bir aşk ilişkisini ortaya çıkarıyor ve bu ilişki, geçmişle günümüz arasında köprü kuruyor. Film, aşkın ve kaybın evrensel temalarını işleyerek herkesin kalbine dokunmayı başarıyor. Göz alıcı sinematografisi ve güçlü performanslarıyla bu film, özellikle romantizm ve gizem tutkunları için kaçırılmaması gereken bir yapım haline geliyor.
Film, birbirinden yetenekli oyuncularla doludur. Başrol Elif karakterini canlandıran Zeynep Tokuş, hem dramatik hem de romantik sahnelerdeki performansıyla dikkat çeker. Selim rolünde ise Burak Yılmaz, duygusal derinliğiyle karakterin yaşadığı kaybı ve sevgiyi ustaca aktarır. İkili arasındaki kimya, izleyici üzerinde güçlü bir etki bırakmaktadır. Ayrıca, Elif’in en yakın arkadaşı rolündeki Aslı Kapancı, filmde destekleyici bir karakter olarak önemli bir yer tutar; sadık dostluğu ve cesaretiyle başrolle olan ilişkisine tat katmaktadır. Tüm bu karakterler, izleyicinin filme olan bağını kuvvetlendirir.
Kayıp Günlük ve Aşk, aşkın zamanla nasıl evrildiğini ve geçmişin izlerinin bugünkü hayatımızı nasıl etkilediğini vurgulayarak, izleyiciye güçlü bir mesaj iletir. Film, kaybedilen aşkların, geçmişteki anıların ve onları unutmamanın önemini işleyerek, izleyiciyi duygusal bir yolculuğa çıkartır. Aşkın yalnızca bir his değil, aynı zamanda bir sorumluluk olduğunu hatırlatır. Geçmişin hatıralarının, günümüzdeki ilişkilerin nasıl şekillendiğini ve bazen geçmişte kalması gereken hikayelerin gün yüzüne çıkmasının sonuçlarını sorgulatır. Bu bağlamda, izleyiciye sürekli değişen bir aşk tanımı sunar.
Film, görsel açıdan zengin bir anlatım tarzına sahip. 35 mm film ile çekilmiş olan Kayıp Günlük ve Aşk, estetik açıdan etkileyici mekanlar ve detaylı kadrajlarla doludur. Renk paleti, duygusal yoğunluk ve sahnelerin ruh hâlini yansıtacak şekilde özenle seçilmiştir. Düşük ışıkta çekilen görüntüler ve yavaş hareket eden kameralar, izleyicide melankolik bir his bırakırken, aşk sahneleri ise sıcak tonlarla işlenmiştir.